
Yazılı tercüme yapan bir mütercimin öncelikle kullandığı dile dikkat etmesi gerekmektedir. Yani dili etkileyici bir şekilde kullanmayı bilmelidir. Yani yabancı dili kadar anadilini de iyi kullanması gerekmektedir. Hedef dilin inceliklerini ve gramerini iyi bilmek gerekmektedir. Nerede, hangi kelimenin kullanılacağı da önemlidir. Anadili iyi kullanabilen bir mütercim, yaptığı çevirilerde hem daha çok tercih edilecektir hem de işinde başarılı olacaktır.
Yazılı tercüme yaparken mütercimin göz önünde bulundurması gereken bir diğer konu da kaynak metnin hedef metinle birebir aynı olmasıdır. Yani metinde anlatılan konunun dışına çıkılmamalı ve metne yakın konulardan herhangi bir ekleme yapılmamalıdır. Örneğin, bir yazarın romanından söz edilen metni çevirirken siz eğer o yazarın diğer romanlarıyla ilgili de bilgi vermeye kalkışırsanız bu gereksiz bir çaba olur. Dolayısıyla yapmanız gereken metinde ne görüyorsanız onu yazmaktır. Bu konuya metnin tercüme edilmesini isteyen kişi de önem vermektedir. Çünkü onun istediği de iki metnin birebir aynı olmasıdır.
Yazılı tercüme yapan bir mütercimin izlemesi gereken yollardan biri ise kaynak dilin kültürünü iyi bilmektir. Hatta eğer maddi olanakları el veriyorsa o dilin kullanıldığı ülkeye gidip bu kültürü kendi ortamında görmesi, bu kültürün bizzat içinde bulunması ülkenin kültürünü anlaması açısından daha verimli olacaktır. Eğer mütercimin o ülkeye gitme imkânı yoksa o zaman bol bol araştırma yapması, dilin nasıl kullanıldığını irdelemesi, ülkenin tarihini iyi bilmesi gerekmektedir. Çünkü kaynak dili hedef dile çevirirken bunları bilmeye ihtiyacı olacaktır. Örneğin, tercüme etmeniz için size verilen metinde kaynak dilin kullanıldığı ülkeye ait bir efsane var. Bu efsaneyi daha iyi anlayarak hedef dile daha iyi ve daha samimi aktarabilmeniz için ülkenin kültürünü bilmeniz gerekmektedir. Zira bu durumda iki dil arasında bağlantı kurmak daha kolay olacaktır.